hadi bir merhaba de!!!

1b1868f6f240f2f2ffa2207905790aca (405 x 400)

Ey prenses, seni de üzerler be kuzu. Seni de üzerler. İşte anlarsın o zaman beni. Şu an bu satırları yazmaya inan varmıyor elim. Çok düşündüm yazıp yazmamayı. Yazsan başka, yazmasam başka. Öss sınavında bile bu kadar düşünmemiştim. Ne yaptım ben sana. Neden bu kadar zalimce yaklaşıyorsun bana. Ne dedim ki sana nefret eder oldun benden. Nalet olsun ki,  ne olduğunu anlayamadan kapladın içimi. Çok defa sökmeye, atmaya  çalıştım olmadı. En sonunda söyleyebilmişken sana herşeyi, yaptığım bu kadar kötü birşeymiydi ki yıktın dünyamı başıma. Ben hiç bu kadar gurursuz hiç bu kadar onursuz, çaresiz olmamıştım. Kralı gelsin farketmez derken umurumda bile olmaz derken, anlayamadan ne olduğunu, diz çöküverdim önünde. Anlamadım, anlamadım,, bee prenses.  Bu yazdığım boynu bükük yazılar dışında ne yaptım ki sana. Ne dedimde nefret ettin benden, düşman oldun bana. Tamam belki farklar var aramızda ama düşman mı etmeliydi bunlar bizi. Ben herkezden sakladığım duygularımı dökerken sana, bazen iç çekerek bazen dalıp giderken sen bir merhabayı çok gördün.  Derviş yaptın kendi kendine konuşan. Hakaretine bile razıydım, saysan sövsen başım üstüneydi.  Ama bu kadar bile değeri olmuyormuş demek sevenin. Yüzlerce tanıdığının içinde ufacık bile yeri olmuyormuş.

Bambaşka biri oldum ne zamandır, hiç içmemiştim ama sigaraya da başladım. Belki alkol de yakın. Değermisin değmezmisin o bile muamma. El bana, ben sana müptela…

Yanlış hatırlamıyorsam kahverengi montunla takılırken yalnız okulun kolidorlarında, yanaşsaydım yanına, söyleyebilseydim sana. Yine bu kadar acımasız olurmuydun, zulmedermiydin acaba.

Belki de cevremdekilere bakıp berduşun serserinin biri sandın beni.  Ben kıramadım kimseyi  sen gibi, kim bir merhaba dediyse, merhaba duydu benden, kim gülümsediyse yüzüme hep aynını  gördü yüzümde. İşte ondan içerledim bir merhabayı bile esirgemeni. Bu yüzden çevremde hiç arkadaşım eksik olmadı benim. Bu kalabalık serseri olarak gösterdiyse beni sana, üzgünüm yanlış anlamıssın be arkadaşım, ama kızmadım sana.

Belki de sen şimdi kendi havalarında, asi, özgür genç, ‘ne diyo lan bu’ modunda. Zaten adında …, hiç bir yere bağlı olmayan rüzgarda ordan oraya salınan özgür, asi göl çiçeği. Ne kadar asi olsan da ne kadar özgür olsan da seni de bir gün üzerler, seni de bir gün ağlatırlar be prenses.

Belki de sende başka birine sevdalısın, sen de aşıksın ben gibi. Belki de durumu bende de kötü, yüreğin ateşte bir kor gibi. Öyleyse eğer inşallah kavuşursun sevdiğine. Ama bu garipten sana bir tavsiye, sakın haa çok sevme. Çok seversen kavuşamazsın, tanrının kanununa göre.

Ey prenses başını önüne eğdirdiğin bu çoçuk imkansızsa inan istemiyor sevgini. Zaten söylemiştim sana benim ihtiyacım sadece bir merhaba. Basit bir merhaba. Ben taç etmişken seni başıma, sen bunu bilme. Ama senden bir haberi, bir selamı da esirgeme. Belki zamanla kapanacak bu yara da, ama sessiz sedasız olup da seyyah eyleme beni, gönderme karanlığa.

Seninle konuştuğum gün durmuş odamdaki saat. 12 ye 10 var hala. Zaman aynı değil belki ama olsun. Onlarca pil aldım ama birini bile takmaya varmadı elim. Değişsin istemedim zaman. Bu hissi, bu duyguyu anlamazsın biliyorum ama, biraz olsun belki saygı duyarsın.

Yarın doğum günüm. Ya yeniden doğacağım  ya da bu tarihi söküp atacağım takvimden. Şimdi karar sende. Hadi bir merhaba de, istersen sonuna küfürde ekle, ama ne olursun bir merhaba de…

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Copy Protected by Chetans WP-Copyprotect.